Dursun Odabaş Tıp Merkezi'nde yeni doğan bebeklerden, en ileri yaşlardaki erişkinlere kadar her türlü kalp hastasına tanı ve tedavi imkanı sağlanmış bulunmaktadır. Merkezimiz, kalp hastalıklarında muayene, teşhis, tedavi, rehabilitasyon ve koroner yoğun bakım konularında hastalarına hizmet vermektedir.
Dursun Odabaş Tıp Merkezi Kalp Sağlığı Merkezi’nde yapılan kardiyolojik incelemeler:
Kardiyoloji Poliklinik Muayeneleri Haftanın 6 günü (Pazar hariç) muayeneler saat 09:00 –17:30 arasında, uzman, yrd.doçent, doçent ve profesör hekimler yapılmaktadır.
Elektrokardiyografi (EKG):
Kalp kasının ve sinirsel iletim sisteminin çalışmasını incelemek üzere kalpte meydana gelen elektrik faaliyetlerinin kaydedilmesidir. EKG kalp hastalıklarının teşhisinde hekimin muayenede bulduğu araz ve belirtiler ile birlikte değerlendiğinde, diğer tahlil ve filmler de göz önünde bulundurulduğunda yardımcı olur. Özellikle kalp damar tıkanıkları, ritm bozuklukları, kalap kapak hastalıkları ve kalp yetersizliğinin tanısında vazgeçilmez bir öneme sahiptir.
EFOR (Treadmill) Testi:
Efor testi, kalp damar hastalığı varlığının araştırılması, bilinen kalp damar hastalığında tedavinin etkinliğinin saptanması, eforla beraber kalp atışlarında düzensizliğin yani aritminin meydana gelip gelmediğinin tespit edilmesi, çeşitli kalp hastalıklarında hastanın efor yapabilme kapasitesinin araştırılması, hipertansiyonu olan hastalarda eforun kan basıncının üzerine etkilerinin tetkik edilmesi ve kalp kapak hastalıklarında ameliyat zamanının belirlenmesi için başvurulan bir testtir. Efor testi sırasında, hasta bir koşu bandı üzerinde yürür. Yürüyüşün hızı ve eğimi doktor tarafından ayarlanarak kalp hızının artması sağlanır. Treadmill testi kişinin yürüme bandında belli hızlarda yürürken, seri olarak EKG’lerinin çekilmesi, tansiyonunun ölçülmesi yöntemi ile yapılan bir tetkiktir. İstirahat anında EKG’de tespit edilemeyen anormal bulguların efor sonrası tespit edilmesini sağlar. Efor testi, başından sonuna dek uzman bir doktor refakati gerektirir. Efor testi kalp hastalıklarının erken tanı ve teşhisinde büyük kolaylıklar sağlamaktadır. Sonucu tetkik sonrası hemen verilmektedir.
Efor (Treadmill) testi randevusuna gelirken;
Testten 3 saat önce hafif bir yemek yiyiniz, sonrasında ihtiyaç duyarsanız az miktarda su içebilirsiniz ancak gıda almayınız
Daha önceden çekilmiş EKG’nizi yanınızda getiriniz
Erkek hastalar göğüs tıraşı olmalıdır.
Bayan hastaların 2 parçadan oluşan kıyafet giymesi daha uygundur.
Efor testinden önce doktorunuz sizden bazı ilaçların kesilmesini isteyebilir.Bu konuyu takip eden doktorunuza danışınız.
Transtorasik Ekokardiyografi (EKO) Ekokardiografi kalp yapısı ve performansının ses dalgaları yolu ile (ultrason) incelenmesidir. Radyasyon içeren bir yöntem olmaması, işlem sırasında herhangi bir ilaç kullanılmaması sayesinde, hamileler ve yeni doğmuş bebekler dahil herkese, hiçbir risk ve acı yaratmadan uygulanabilir. İşlem sırasında hastadan bir sedyede yatması istenir. Üzerine yalıtkan özelliği bulunan, su bazlı bir jel sürülen ve probe adı verilen ses dalgası gönderen cihaz doktor tarafından göğüs bölgesinde çeşitli pozisyonlarda tutularak, kalbin görüntülenmesi sağlar. Bu görüntüler üzerinde çok detaylı ölçüm ve analizler yapılır. Kalbin yapısal tüm hastalıkların tanısı, (kalp büyümesi, kalp kası hastalıkları, kalp kapak hastalıkları, hipertansif kalp hastalıkları, kalp yetmezlikleri, kalp zarı hastalıkları, kalp içi kitleler, pıhtılar, kalp tümörleri, doğumsal kalp anormallikleri, hatta aort denilen vücuttaki en büyük çaplı damara ait hastalıkların) ekokardiografi işlemi ile konur. Ekokardiografi için herhangi bir ön hazırlık gerekmemektedir. Bununla birlikte ekokardiografi randevunuza gelirken rahat bir kıyafet giyilmesi uygun olur. Ayrıca ekokardiografi işleminin yapılmasına karar verilen hastanın doktorundan, işlemin ne maksat ile yapılacağı ve hastanın tıbbi bilgilerini içeren istek kağıdı mutlak olarak alınarak ekokardiografiyi yapacak doktora iletilmelidir. Ekokardiografi rutinde uygulanan yöntemdir. Randevuya gelirken özel bir hazırlık yapmanız gerekmez. Sonucu tetkik sonrası hemen verilmektedir.
Üç Boyutlu Transtorasik Ekokardiyografi Dursun Odabaş Tıp Merkezi’nde dünyadaki en gelişmiş ekokardiyografi cihazları bulunmaktadır. Üç boyutlu ekokardiyografi, kalp kapak hastalıkları ve kalp yetersizliğinde, iki boyutlu ekokardiyografinin yetersiz kaldığı durumlarda kullanılmakta ve çok değerli bilgiler sağlamaktadır. Sonucu tetkik sonrası hemen verilmektedir. Stres Ekokardiyografi Stres ekokardiyografi kalbi besleyen damarlarda (koroner damarlar) bir tıkanıklık ya da daralma olup olmadığının araştırılmasında, kalp krizi ( miyokard enfarktüsü) geçiren hastalarda ilaç dışında bir tedaviye gerek olup olmadığının saptanmasında ve kalp kapak hastalıklarında hastalığın şiddetinin derecelendirilmesinde kullanılır. Çok önemli bilgiler sağlayan, güvenli ve kolay uygulanabilen bir tekniktir. Stres ekokardiyografi, basitçe kalbin “yaratılacak stres” öncesi ve sonrasında ses dalgaları ile incelenmesiyle gerçekleştirilir. Bu işlem sırasında herhangi bir acı hissedilmez. Kullanılacak stres yöntemi treadmill cihazında efor yaptırma, yani tempolu bir şekilde yürüterek kalp iş yükünü artırmak şeklinde olmaktadır. Stres ekokardiyografi kol damarından verilecek ilaç ile de yapılır. Sonucu tetkik sonrası hemen verilmektedir.
Stres ekokardiyografi işleminden önce;
Randevunuza 4 saat aç olarak geliniz
Kullandığınız ilaçları işlem öncesi kesip kesmeyeceğiz konusunda doktorunuza danışınız
şleme gelirken rahat bir ayakkabı ve rahat kıyafetler getiriniz • Daha önceden kalple ilgili yapılmış diğer tetkikleri de yanınızda getiriniz
Transözofageal Ekokardiyografi (TEE) Testi TEE ölçümü hastanın göğüs yapısı (akciğer hastalığı, deforme vs nedenlerle) yeterli kalitede ekokardiyografik görüntü vermediğinde ya da kalp içi oluşumları daha yakından görerek değerlendirme gerektiğinde başvurulan bir yöntemdir. TEE endoskopik bir incelemedir. Ağız yolundan yemek borusuna indirilen ince bir tüp (probe) ile kalbin arka komşuluğuna erişilir ve çok net, ayrıntılı görüntü alınır. İşlem öncesi hazırlık ile birlikte 30 dakika sürmektedir. Sonucu tetkik sonrası hemen verilmektedir.
Tetkike gelmeden önce;
4-6 saat aç ve su içmeden geliniz
Şeker hastasıysanız doktorunuza danışınız
Ağzınızda protez varsa tetkik öncesinde çıkarınız
Yutma güçlüğü çekiyorsanız ya da yemek borusu ile ilgili bir hastalığınız varsa doktorunuzu önceden bilgilendiriniz
Hastaneye gelmeden önce mutlaka önceden yapılmış olan tetkikleri ve kullandığınız ilaçları yanınızda getiriniz
Tetkik sonrası;
2 saat yemek yemeyiniz
Uyku ve sersemlik hali devam edeceği için birkaç saat araç kullanmayınız
3 boyutlu Transözofageal Ekokardiyografi (TEE) Testi Ülkemizde yalnızca birkaç merkezde bulunan bu yöntem ile, doğuştan gelen kalp deliklerinin, protez kalp kapağı olan hastalarda kapaklardaki kaçakların tesbiti ve 2 boyutlu TEE ile saptanması güç olan diğer hastalıkların tesbiti sağlanabilmektedir. Tetkik öncesi ve sonrası yapılması gerekenler, yukarda anlatılanlar ile aynıdır. Sonucu tetkik sonrası hemen verilmektedir.
Ritm (EKG) Holter EKG Holter; cep telefonu gibi kemere bağlanan bir cihazdır. 3-4 adet kablosu, elektrotlar (yumuşak plastikten yapılı 3-4 cm çapında yapışkanlı malzeme) aracılığıyla göğse tutturulur. Kişi günlük normal yaşamını sürdürürken cihaz planlanan zaman boyunca kalp elektrosunu kaybeder. Süre sonunda cihaz çıkarılarak alınan kayıtlar bilgisayarda analiz edilir. Bu alet sayesinde muayene sırasında görülmeyen fakat gün içerisinde kısa süreli olup geçen çarpıntılar, göğüs ağrıları, baygınlık hissi gibi kalpten kaynaklanan tüm ritim bozuklukları tespit edilebilir. Holter tetkiki öncesinde kullanılan ilaçların kesilip kesilmeyeceği doktora danışılmalıdır. Holter cihazı takıldıktan sonra özellikle şikayetleri oluşturan olaylar tekrarlanmalıdır. Kahve tüketimi, merdiven çıkma v.s. Event Recorder (olay kaydedici) Bu cihazlar EKG holter cihazına benzer yapıda olup özellikle sık tekrarlanmayan ritim bozukluklarının tespiti için kullanılmaktadır. Cihaz hastada 14 gün boyunca kalabilir. Hastanın sadece şikayeti olduğu anda (kayıt süresi istenildiği ölçüde ayarlanabilir) kayıt alma özelliğine sahiptir. Tansiyon Holter Hastaların gün boyu tansiyonunun sık aralıklarla ölçülerek, tansiyon ve nabzı kaydetmesidir. 24-72 saat arasında yapılan ölçümlerle önceden hipertansiyonu olmayan hastalarda erken teşhis sağlanabilir. Tansiyon holter ile hastaların gün boyu tansiyonlarının sık aralıklarla ölçülerek, gün içindeki aktiviteleri sırasında, uykuda, dinlenme esnasında, tansiyonu ve nabız sayısı kaydedilmektedir. Böylelikle uzun süreli hipertansiyonu olan hastaların, günün hangi saatlerinde tansiyon değerlerinin yükseldiği saptanarak, tedavi düzenlenir. Daha önceden hipertansiyonu olmayan hastalarda erken teşhis konularak, tedaviye yönlendirmede yardımcı olur.
Tilt Table Testi (Eğik Masa Testi) Uzun süre ayakta hareketsiz kalma veya uzun süre oturduktan sonra ani kalkışlarda kan basıncında ve/veya kalp hızında ani düşme ile oluşan bayılmaların (senkop) tanısında uygulanan bir testtir. Bayılmaların ayırıcı tanısında kullanılır. Tilt Table testi, eğim verilebilen bir masa üzerinde poliklinikte gerçekleştirilir. Hasta masaya yatırılır, takiben masa dik konuma getirilir. Aşırı kan basıncı düşmesi ve/veya nabız düşmesi anormal cevabı gösterir.
Dursun Odabaş Tıp Merkezi Kalp Sağlığı Merkezi’nde yapılan girişimsel işlemler:
eçici Kalp Pilleri Kalpteki uyarı merkezinin yeterli hızda uyarı oluşturamaması veya oluşan uyarıcının alt merkezlere iletilememesi nedeniyle kalp atışlarının aşırı yavaşlaması halinde, hastanın normal yaşamını sürdürebilmesi için kalp atış hızını sağlamak üzere vücuda yerleştirilen kalp pillerine gereksinim duyulur. İşlem genelde lokal anestezi ile boyunda, göğüste veya kasıkta kalbe giden büyük toplar damarların içinden elektrot denilen ince tellerin kalbin içine yerleştirilmesi ve bunun vücut dışındaki bir jeneratöre bağlanması şeklinde yapılır. Bu işlem yatak başında yapılabileceği gibi röntgen cihazı altında da yapılabilir. İşlem genelde 20-30 dakika sürer. Geçici pil gereksinimi ortadan kalktığında, kalbin içine yerleştirilen tel dışarı çıkarılır. Kalp Pilleri Dünyada milyonlarca kişi kalp pili taşımaktadır. Bu ileri teknoloji ürünü küçük cihazlar, kalp hızının yavaşlamasını engellemekten kalp yetersizliğini tedavi etmeye, kalbe pompa görevi yapmaktan ani ölümleri engellemeye kadar birçok amaç için kullanılmaktadır. Takıldıktan sonra yaşanılan şikayetleri ortadan kaldıran cihaz, hastanın yaşam kalitesini artırarak normal hayata dönmesine yardımcı olmaktadır. Temel olarak 3 çeşit kalp pili vardır: Kalp hızı yavaşlamasını engelleyen tek kablolu ve 2 kablolu piller, kalp yetersizliği tedavisi için kullanılan 3 kablolu piller ve kalpteki yüksek ritme bağlı kalbin pompa görevini yapamaması durumunda elektroşok vererek hayat kurtaran piller yani defibrilatörler. Kalp pili, kalp ritim bozuklukları olan ve yaşamlarını normal şekilde sürdüremeyen insanlara takılır. Bu hastalar kalp pili yardımı ile normal yaşam düzenlerine dönebilmektedirler. Bu insanlar tekrar işe gidebilirler, ev işlerini yapabilirler, araba kullanabilirler, yolculuk edebilirler, yüzebilirler, hobilerine ve cinsel yaşamlarına devam edebilirler. Kalp pili taşıyan insanlar, kalp pili kimlik kartlarını her zaman yanlarında taşımalıdırlar. Yolculuk ederken gittikleri yerdeki en yakın klinikleri öğrenmelidirler. Kalp pili takıldıktan sonra mutlaka performansının izlenmesi gerekmektedir. Aslında kendisi de küçük bir bilgisayar olan kalp pili, dışarıdan başka bir bilgisayar yardımıyla telemetrik yöntem denen bir yöntemle okunabilmektedir. Bu sayede, hastanın kalp hızı nasıl seyretmiş, kalp pili ne kadar çalışmış, kendi ritmi zaman zaman ortaya çıkmış mı, hep kalp piline mi bağlı kalmış, başka ritim bozuklukları olmuş mu gibi bilgilere ulaşılıyor. Ayrıca pilin kaç voltta çalışması gerektiğini ya da kalp hızını tutması gereken değerleri, kalp piline dışarıdan programlamak mümkündür. Hasta, pilin ortalama dayanma süresi olan 7 yıl boyunca her 6 ayda bir kontrole gelmek zorundadır. Pilin biteceği önceden saptanabildiği için bu kontroller çok önemlidir. Elektrofizyolojik Çalışma Elektrofizyolojik çalışma, elektrofizyoloji/anjiyografi laboratuarında kasık damarlarına yerleştirilen ince kılıflardan geçirilerek, kalbe elektrod kateter denilen ince kabloların yerleştirilmesiyle gerçekleştirilen girişimsel bir tanı ve tedavi yöntemidir. Kalbin içinden doğrudan alınan elektrik sinyalleri gelişmiş bilgisayarlar aracılığıyla değerlendirilerek normalden sapmalar araştırılır. Bu sayede kalbin ana merkez uyarı sisteminin iyi çalışıp çalışmadığı ve uyarıları ileten sistemin işlevini güvenle görüp görmediği anlaşılabilir. Çoğu kez hızlı atma şeklinde çarpıntı yakınması olan hastalarda, hastanın yakınma nedeni olan hızlı atışlar özel yöntemlerle kalbin içine yerleştirilen bu kablolardan verilen uyarılarla oluşturularak meydana geliş nedenleri araştırılır. Kısa devrelerin varlığı saptandığında radyo dalgalarından oluşan özel bir akım noktasal enerji uygulanarak taşikardi tamamen tedavi edilebilir. Bu yolla bugün hızlı kalp atışı şeklindeki çarpıntıların (taşikardi) çoğunun kalıcı tedavileri olanaklı hale gelmiştir. Tanısal amaçla yapılan elektrofizyolojik incelemeler 30-60 dakika sürer. Eğer tedavi edici bir girişim gerekirse bu, 1-4 saat kadar sürebilecek bir işlemdir. Kateter Ablasyonu Kateter ablasyonu, radyo dalgaları verilerek yapılan ritim bozukluğu tedavisidir. Bu yöntem ilaçlarla denetim altına alınamayan ritim bozukluklarında ya da hastaların yaşam boyu ilaç almayı istememeleri halinde uygulanır. Bazı durumlarda ritim bozukluğu yaşamı tehdit edebilecek denli önemli olabilir. Böyle durumlarda doğrudan kateter ablasyon yöntemi uygulanması gerekebilir. İşlem temelde lokal anestezi ile iğne giriş yerleri uyuşturularak, bazı durumlarda da genel anestezi altında yapılır. İşlem sırasında hastanın kendisini rahat hissedebilmesi için sakinleştirici ilaç yapılabilir. Kateter ablasyonu ile kalbin hızlı atma şeklindeki ritim bozukluklarının tedavisinin başarı olasılığı, tedavisi hedeflenen çarpıntının türüne, kısa devrenin yerine göre % 70-100 arasında değişir. Başarıdan çarpıntının bir daha olmamak üzere tedavisi anlaşılır. Başarılı uygulamadan sonra çarpıntının tekrarlama olasılığı ritim bozukluğunun türüne göre değişir. Örneğin kalpte kısa devrelere bağlı çarpıntılarda bu olasılık % 3-5 arasındadır. Yüzüncü Yıl Mega Hastaneler Kompleksi’nde ‘’yakma’’ yöntemi denilen radyofrekans ablasyon yönteminin yanında cryablasyon denilen ‘’dondurma’’yöntemi ile de aritmi tedavisi yapılabilmektedir. Mitral Balon (Valvüloplasti) Mitral darlığı; çocukluk çağı hastalığı olan ‘Akut Romatizmal Ateş’ hastalığının kalp kapaklarının tutulmasına bağlı olarak ileri dönemde belirti veren bir hastalıktır. Mitral darlık, kanın kalp içerisindeki odacıkların birinden diğerine geçişi zorlaştıracak biçimde daralmasıdır. Bu nedenle kan akciğerlerde su şeklinde birikir. Bu da kişinin nefes darlığı hissetmesine neden olur. Hafif darlıklarda ilaç tedavisi yeterlidir ancak orta ve ileri derecedeki darlıklarda Mitral Valvüloplasti ya da açık kalp ameliyatı yapılır. Mitral valvüloplasti kasıktan kateterle girilerek yapılan girişimsel bir işlemdir. Bir kılıf içinden gönderilen özel bir iğne ile kalbin sağ kulakçığından sol kulakçığına aradaki perde delinerek geçilir. İğne kılıf içinden çıkarılarak aynı kılıfın içinden kılavuz tel sol kulakçığa ilerletilir. Telin hareketleri ekranda izlenir. Tel doğru yere yerleştirildikten sonra balon tel üzerinden ilerletilerek daralmış olan kapağın içine yerleştirilir. Balon kapağın dar olduğu yerde şişirilir. Böylece kapak mümkün olduğunca genişletilir. Uygun hastalara yapıldığında mitral balon tedavisi sonuçları, kalp ameliyatı geçiren hastalardaki kadar başarılıdır.
Mitral Valvüloplasti’nin avantajları:
Lokal anestezi ile yapıldığından işlem süresince hastanın bilinci açık kalmaktadır. Sağ ya da sol kasık bölgesi uyuşturulur ve balon burada açılan küçük bir delik içerisinden kalbe ilerletilir.
Böylece göğüs kafesinin açılması, kalbin durdurulması ve kalp-akciğer makinesinin kullanılması ihtiyacı ortadan kalkar
İşlem sonrası hastalar yoğun bakım yerine serviste gözetim altında tutulur
Hastalar ertesi gün ayağa kalkabilir
Hastaların büyük çoğunluğu ertesi gün taburcu olabilir
Mitral balon ile kapağı açılan ve ritim düzensizliği olmayan hastalarda işlem sonrasında sürekli kan sulandırıcı ilaç kullanılmasına gerek kalmamaktadır.
alon mitral valvüloplasti ile hastaların %90 kadarında şikayetlerde gerileme kaydedilir. Bu düzelme 20 yıla kadar devam edebilmektedir. Çoğu hasta en az 5 ila 10 yıl rahatlama yaşar.
Koroner Anjiyografi Koroner Anjiyografi, kalbi besleyen atardamarların hastalığının tespitinde kullanılan bir yöntemdir. Kalp damar hastalığı nedeniyle oluşur. Koroner anjiyografi de kalbi besleyen atardamarların hangi bölgesinin ne kadar daraldığını ya da tıkandığını tespit eder. Kalp damarlarındaki darlık veya tıkanıklıkları belirleyerek, tedavinin gerektiği gibi yönlendirilmesini sağlar. Koronor anjiyografide girişim yeri olarak kasık ya da kol atardamarları kullanılır. Girişim yerindeki atardamara önce kılıf yerleştirilir, bu kılıf vasıtasıyla farklı kateterler kullanılarak, kalp damarlarının başlangıç kısmına verilen opak madde (boyalı madde) ile damar yapısı görüntülenir. Koroner anjiyografi özel konuşlandırılmış anjiyo salonlarında gerçekleştirilir. Işlem bittikten sonra girişim yerindeki atardamara yerleştirilen kılıf çıkarılır, o bölgeye baskı yapılarak kanamanın durması sağlanır. Sıkı bandaj yapıldıktan sonra hasta yatağına alınır. Koroner anjiyografi hasta anjiyo odasına alındıktan 20 ila 30 dakika sonra tamamlanır. Bazı hallerde (bypasslı hastalar, daha önce değişik kalp ameliyatları geçirmiş hastalarla, kasık ya da kol damarlarında tıkanma olan hastalarda v.s.) bu süre uzayabilir. Koroner anjiyografi için hastanın hastaneye yatışı gereklidir. İşlem tamamlandıktan sonra hasta 6 saat istirahat ettirilir ve daha sonra ayağa kalkması sağlanır. Genel durumu uygunsa ve doktoru onaylarsa taburcu edilir. Bazı durumlarda kılıf çekildikten sonra dikiş sistemi kullanılabilir. Bu hastalar daha erken ayağa kaldırılarak, taburcu edilebilirler. Anjiyoya gelmeden bir kaç gün önce mutlaka anjiyo sekteterliği ile irtibat kurup, yapılması gerekenler hakkında bilgi alınmalıdır.
Perkütan Translüminal Koroner Anjiyoplasti (PTKA) - Stent:
PTKA ve/veya stent, koroner anjiyografi sonrasında saptanmış olan kalbi besleyen damarlardaki daralma ya da tam tıkanmaların tedavisinde kullanılan yöntemlerdir. PTKA ve / veya stent koroner anjiyografi gibi anjiyo laboratuvarında hasta uyutulmadan, giriş yerine lokal anestezi kullanılarak yapılır. İşlem süresi değişkendir. İşlem bitiminde hasta doktorunun önerisine göre uygun servise alınır. Koroner balon anjiyoplasti özel dizayn edilmiş malzemeler kullanılarak yapılır. Önce girişim yerine yerleştirilmiş kılıf vasıtasıyla kateter yerleştirilir bu kateterin içinden ilerletilen çok ince kılavuz telle damar darlık bölgesinden geçirilir. Bu kılavuz tel üzerinden balon kaydırılarak hasta bölgeye ulaştırılır. Daha sonra bu balon dışarıdan sıvı verilerek şişirilir ve darlığın açılması sağlanır. Sonrasında yapılan kontrolde açılmanın yeterli olduğunu tespit edilmesiyle işlem sonlandırılır. Düzgün açılma temin etmek nadirdir. Ayrıca ileride tekrar daralma riskini azaltmak için stentler %95 hastada tercih edilmektedir. Başta, sadece çıplak, özel, paslanmaz nitelikteki metalden oluşan stentler kullanılmaktayken, günümüzde teknolojik ilerlemeye de bağlı olarak ilaç salınımlı nitelikte yeni ve farklı stentler de kullanılmaktadır. Hangi durumda hangi stentin kullanılacağına doktorun hasta ile konuşarak karar vermesi, doğru tedavi için tercih edilmesi gereken bir yoldur. PTCA stent, hastanın bir gün hastanede yatışını gerektiren bir uygulamadır. Hasta; doktor uygun gördüğü takdirde taburcu edilir. 2 gün ev, 15 gün iş istirahatı ile birlikte, 15 gün boyunca stresli ortamlardan, cinsel ilişkiden uzak durması çok önemlidir. Hastanın istirahat sonrası uçak yolculuğu ve uzun kara yolculuğuna çıkabilmesi de, doktorunun önerisine göre belirlenmektedir. Rutinde koroner anjiyografi işlemi kasıktaki femoral arter denilen atardamardan yapılırken, kliniğimizde el bileğinde yer alan ve radial arter denilen atardamardan da koroner anjiyografi yapılabilmektedir. Ayrıca kliğimizde sadece kalp damarlarının değil perifer damar denilen böbrek ve bacak damarları gibi damarların tıkanıklıkları da balon ve stent yöntemleri ile tedavi edilebilmektedir.
Kalp Kateterizasyonu Kalp kateterizasyonu koroner anjiyografi işlemine benzer şekilde kasık ve kol atardamarları kullanılarak yapılan ancak çoğu zaman aynı anda toplardamar girişimini de gerektiren bir yöntemdir. Kalp kateterizasyonu doğuştan gelen ya da sonradan ortaya çıkan kalbin yapısı ile ilgili hastalıkların, anomalilerin, yine doğuştan ya da sonradan oluşan kalp deliklerinin tanısında ve farklı bir tedavi gerekip gerekmediği konusunda faydalanılan bir tanı yöntemidir. Kalp kateterizasyonu işlemi yaklaşık 30 dakika sürer. Işlem sonrası atardamar ve toplardamara konan kılıflar çekilerek dışarıdan bası ile kanamanın durdurulması sağlanır. O bölgeye sıkı bandaj yapılarak hasta yatağına alınır. Işlem sonrası genellikle 6 saat istirahat yeterlidir. Istirahat bitiminde doktor uygun gördüğü takdirde hasta taburcu edilebilir. Kalp kateterizasyonu ve koroner anjiyografide hayati risk son derece düşüktür. Kalp kateterizasyonu işlemine gelmeden bir kaç gün önce mutlaka anjiyo sekteterliği ile irtibat kurup, yapılması gerekenler hakkında bilgi alınmalıdır.
Kronik Tam Tıkalı Damarların Açılması Kalp krizi geçiren hastalarda bazı damarlar %100 tıkalı kalmaktadır ve damarları açılması için genellikle hastaların ameliyat olması gerekmektedir. Türkiye' de sadece belirli kalp merkezlerinde uygulanan, %100 tıkalı kalan koroner kalp damarlarının ameliyat gereksinimi olmadan, balon ve stent işlemi ile açılması işlemi Yüzüncü Yıl Mega Hastaneler Kompleksi Kardiyoloji Bölümü hekimlerince yapılabilmektedir. Kliniğimiz bu konudaki en fazla deneyime ve hasta sayısına sahip hekimlerden oluşmaktadır. Aort Darlığının Ameliyatsız Tedavisi (TAVI) Kısaca TAVI (Transcatheter Aortic Valve Implantation) denilen yöntem; aslında açık kalp ameliyatı yapılmadan, kateter yöntemi kullanılarak kalbe aort kapak takılması işlemini anlatıyor. Bu işlem sırasında takılan, halen tüm dünyada ve ülkemizde kapak değişim ameliyatlarında kullanılan biyolojik kalp kapakları. TAVI yönteminde bu biyolojik kapak, bir stent kılıf içerisine yerleştiriliyor ve stent açıldığında kapak takılan bölgeye sıkıca tutunup yerleştiriliyor.Bu yöntem sırasında 2 farklı teknik kullanılabiliyor: Birinci teknikte, kapak anjiyografi uygulamalarında olduğu gibi kasıktan kateter yardımı ile kalbe kadar ilerletilip burada stent mekanizması açılarak yerleştiriliyor. Eğer kasık bölgesinde veya kalbe ulaşmak için kullanılacak karın bölgesindeki damarlarda bir tıkanıklık varsa diğer teknik uygulanıyor. Bu teknikte göğüs ön duvarında yaklaşık 4-5 cm'lik küçük bir kesi yapılarak kalbin uç kısmına ulaşılıyor ve buradan kalbe ilerletilen kateter ile kapak yerleştiriliyor. Her iki yöntemde de kalbin durdurulmasına ve açık ameliyata gerek duyulmuyor. İşlem, hasta uyutulmadan lokal anestezi altında yapılabiliyor. Hastalar TAVI işleminden sonra koroner yoğun bakıma alınıyor. Bu sırada hastaya kan sulandırıcı bir ilaç veriliyor ve hasta 4-5 gün hastanede normal hasta şartlarında takip ediliyor. Bu süre sonrasında taburcu ediliyor. Evine giden hasta birkaç gün istirahattan sonra hastaneye kontrole geliyor ve normal hayatına kaldığı yerden devam ediyor. TAVI yöntemi öncelikle, kapak takılması için açık ameliyatı kaldıramayacak kadar yüksek riskli olan hastalar için öneriliyor. Bunun dışında açık ameliyat için herhangi bir engeli olan hastalarda da bu yöntem uygulanabiliyor. Bu konuda özellikle çok yaslı, akciğer, karaciğer veya böbrek fonksiyon bozukluğu olan hastalar ya da daha önceden başka açık kalp ameliyatı geçirmiş olan hastalar, açık ameliyat için yüksek riskli olarak kabul ediliyor. TAVI yönteminin, açık ameliyatın uygun olmadığı bu hastalarda yasam süresinin uzatılması ve hastanın klinik durumunun iyileştirilmesi konularında etkili olduğu biliniyor.
Kalp deliklerinde ameliyatsız tedavi Geçmişte, kalp içi delikler ağırlıklı olarak ameliyatla kapatılırken, günümüzde ameliyatsız olarak kapatılma yöntemleri tercih edilmektedir. Kalbinde doğuştan delik olan hastalarda kalp normal işleyişini sürdürememekte, kirli kan ile temiz kanın birbirine karışmaktadır. Kliniğimizde, bu hastaların büyük çoğunluğundaki delikler, ameliyatsız, kasıktaki atardamardan girilerek, kalp deliğinin olduğu yerden bir kateter yardımı ile geçtikten sonra, bir cihaz ile kapatılmaktadır.Hastalarımız işlemin ardından 48 saate içerisinde taburcu olmaktadırlar.
Ameliyatsız Damar Onarımı Endovasküler yöntem öncelikle açık cerrahi yöntem için yüksek riskli hastalar için uygun.Ancak bu yöntem her hastaya uygulanamıyor. Çünkü anevrizmanın endovasküler yöntem ile tedavi edilebilmesi için hastanın damar yapısının uygun olması gerekiyor. Ayrıca hızlı ve pratik uygulanabilirliği açısından acil cerrahinin gerektiği yırtılmış anevrizmalarda da sıklıkla başvuruluyor. İşlem lokal anestezi ile gerçekleştiriliyor. Ancak kateter tekniklerinin uygulanabildiği ve ameliyathane şartlarının olduğu ortamlarda yapılması gerekiyor. Bu nedenle hybrid ameliyathane denilen hem ameliyathane şartlarının sağlandığı hem de kateter tedavilerinin yapılabildiği, bu ileri görüntüleme yöntemlerinin uygulanabildiği ortamın sağlanması büyük avantaj. EVAR:Endovasküler tedavi yönteminde karın bölgesinde oluşan damarlardaki anevrizmanın (baloncuk) olduğu aort bölgesi , kasıklardan kateter ile ilerletilen stentle tamir ediliyor. TEVAR:Endovasküler tedavi yönteminde göğüs bölgesindeki damarlarda oluşan anevrizmanın (baloncuk) olduğu aort bölgesi, kasıklardan kateter ile ilerletilen stentle tamir ediliyor. Dirençli hipertansiyonda yeni bir tedavi yöntemi: Renal Denervasyon Böbrek damarlarının etrafında tansiyon yükselmesine neden olan ‘sempatik’ adı verilen sinirler bulunmaktadır. Bu sempatik sistem, damarın içerisinden anjiyoya benzer bir yöntemle uyutmadan, özel bir malzeme aracılığıyla yakılıyor. Hipertansiyona neden olan sempatik sinirlerin yakılmasına dayanan bu yönteme ‘’renal sempatik denervasyon’’ denilmektedir. Bu yöntem ile bir türlü düşmek bilmeyen ya da düşmesine rağmen bir süre sonra tekrar yükselerek hastanın yaşam kalitesini ciddi anlamda etkileyen inatçı tansiyon, etkili bir şekilde tedavi edilebilmektedir. İnatçı tansiyon tedavisinde kullanılan renal denervasyon yönteminin sağladığı %80-90′lık başarı, hastaların kullandığı tansiyon ilaçlarının sayısının azalmasını ve tansiyonun kontrol altına alınmasını sağlamaktadır.